Buscar

Páginas

DEPREMİN ÇOCUKLAR ÜZERİNDE OLUŞTURDUĞU ETKİLER

Deprem yaşlı, çocuk, yetişkin dinlemeden birden bire ortaya çıkan doğal afettir. Çocuklar çevrelerindeki olan olayları, durumları, harekete davranışa geçirebilmek için ilk önce olup bitenleri gözlemlerler daha sonra da davranışa geçirirler.Bu bağlam da çocuk deprem korkusunu yaşarken hem ailesinin tepkilerine hem de çevredeki olan kişilerin tepkilerine bakarak davranış geliştirirler.Aile veya evebeyn ler bu durumda hiçbir şey olmamış gibi davranmamalı,  evde çocuğun olduğunu unutulmamalı, aşırı kaygı, panik ve telaşlı olmadan çocuğa bu durumu uygun dille anlatmalıdırlar.Nedeni ise deprem şokunun saklanılması çocuğu anne babaya karşı güvensizliğe itebilildiği gibi deprem şokunun çocuğun yanında aşırı derecede abartılması da aşırı korkulu ve yoğun yaşanmasına yol açabilir.Aile çocuğa depremin doğal bir durum olduğunu anlatmalı depremin tekrar olabileceği çocuğa söylenmelidir.Çocuklar yetişkinlerden farklı bir gelişim süreci geçirdiklerinden dolayı yetişkinlerden daha savunmasız ve korunmasızdırlar.Bu nedenle de deprem ile ilgili nedenler, durumlar çocukların anlayabileceği bir dille anlatılmalıdır.



MÜZİĞİN ÇOCUKLARA SAĞLADIĞI YARARLAR

                                                     
Okul öncesi eğitim de müzik eğitimi olmassa olmazlardandır.Çocuklar içlerinde bulundukları sıkıntı, öfke, acı vb gibi duyguları müzik yolu ile bastırarak hareket etmeye çalışırlar.Çocukların hem dil gelişimlerinin yanı sıra hemde yaratıcı düşünme becerilerinin temellerini atmaktadır.Her çocukta az miktarda da olsa müzik kulağı vardır.Bu durum zamanla kişilik gelişimlerinin oturmaya başlamasıyla beraber müzik kulağının da şekillenmeye neden olacaktır.
                                                                ÇOCUK;                                                                                 
  • Bilişsel gelişim ve dil gelişimine katkı sağlar.
  • Kendini daha iyi ifade edebilme yetisine sahip olur.
  • Kendini sözel olarak ifade edebilir.
  • Müziğin ritmine ayak uydurmaya çalışır.bu da psikomotor becerilerinin kazanmasına yardımcı olur.
  • Müzik yeteneği doğuştan gelir.
  • Doğumun başlamasıyla beraberin de çocuk bazı müzikal seslere tepki gösterebilir.
  • Evebeynlerin seslerini tanır.
  • Mutlu olduklarında ritim tutmayı mutsuz olduklarında ise kendilerini ağlayarak ifade ederler.
MÜZİK;
Çocuğun yaratıcılığını geliştirir.
Estetik duygusunu geliştirir.
 

Ritmik gelişimini sağlar.
Ses, sözcük dağarcığının gelişmesine olanak sağlar.
Soyut düşünmeye katkıda bulunur.
Sosyal ve grup becerileri kazandırır.

OKUL ÖNCESİ DÖNEMDE ÇOCUKLARDA GÖRÜLEN ALT ISLATMA PROBLEMLERİ

Çocuklara tuvalet eğitimi 18-24 aylar arası verilmelidir.Fakat bu eğitimi verirken bazı çocuklar bu yaş aralıklarında kazanırken bazıları da aynı yaşta kazanacak diye katı bir kural yoktur.Her çocuk aynı aşamadan geçebilir ama farklı zamanlarda geçebilir olasılıkları gözönünde bulundurulmalıdır.Bireysel farklılıklar görülebilir.Tuvalet eğitimi çocukların böbrek kasları ile ilgilidir.Kasların tutulup bırakılması ile alakalıdır.Bu durumda anne babalar veya evebeynler çocuğa tuvalet alışkanlığı kazandırırken çok dikkat etmelidirler.Bazen çocuklarda gece işemeleri görülür.Eğer tuvalet eğitimi baskıcı ve otoriter bir tutum sergileyerek verilmiş ise çocuklar 5 veya 6 yaşlarına geldiklerinde geceleri işemeleri yapabilirler.Bunun nedeni yanlış tutum kullanılarak çocuğa tuvalet eğitim verilmiş olmasıdır.Eğer ki verilen tutumlardan veya herhangi bir durumdan kaynaklanmamasına rağmen hala çocukta işemeler devam ediyorsa bu durumun psikolojik yönüde araştırılmalıdır.Ayrıca çocuğun böbrek ve idrar yollarındaki enfeksiyonlar, geçirmiş olduğu enfeksiyon hastalıkları da işemelerine neden olabildiği unutulmamalıdır.
Alınabilinecek önlemler:
Gece çocuk uyuduktan sonra 1-2  saat sonra uyandırılmalıdır ve çişi yaptırılmalıdır. Bu durumda çocuk muhakkak uyanık olmalıdır.Uyanık olursa gece uyanıp çişini yaptığının farkında olur.Çişini yaptırdıktan sonra sürekli aynı saatte uyandırılıp aynı saatte çişini yaptırılmalıdır.En önemli nokta ise akşam yemeği yedikten sonra içmesine izin verilmelidir.Su içme aralığı ile uyku aralığı arasında en az 2 saat olmalıdır.

ÇOCUKLAR ÇİÇEKTİR ANAOKULU BROŞÜRÜM...



Çocuklar çiçektir Anaokulu 3-6 yaş çocuklarına hitap eden, okul öncesi eğitimi kesintisiz bir şekilde sunan,  TC M.E.B bağlı, özel eğitim kurumudur.ATATÜRK ilke ve devrimlerine bağlı, yeniliklere açık olan, kalite odaklı, etkin dinleme ve anlama ilkesini benimsemiş bir kurumdur.Çocuklar çiçektir anaokulu yaşayarak öğrenme felsefesi esastır. Çocuğun bütün gelişim alanlarına esas alarak eğitim vermekteyiz.Alanında uzman branş ve sınıf öğretmenleri, deneyimli ve sevecen kadrosu, kurumsal duyarlılığı olan ,  uzman psikolog gözetimi altında güvenli servis taşımacılığı ile hizmet vermekteyiz.Sınıflarımız 10 kişiden oluşmaktadır.Sınıf öğretmenlerimiz yüksek eğitim performansları, prezentabl giyinişleri, amacına uygun etkinlikleri ile eğitim vermektedirler.Kurumumuzun eğitimi 5 yıl öncesine dayanmakta animasyon, tiyatro, sinema vb gibi sınıf dışı etkinlikleriyle de ilgi ve dikkat çekmektedir.Maddiyatı amaç değil araç olarak benimsemiş iyi bir eğitim ve performans sağlamayı amaç bilmişizdir.

MİNİK SAHRA'M İLE DOPDOLU HAFTA SONUM


Çocuklar bizim geleceğimizi temsil eder.Bizler ise onlara ışık, yol gösterici, rehber olmak, kendi kararlarını kendilerinin vermelerini  sağlamak, kendilerini daha  iyi ifade edebilme becerilerinin kazandırılmasında vb gibi durumlarda ön ayak olmalıyız. Çevre etkileşimi, uyarıcı,  kitle iletişim araçları  çocukların zihinsel gelişimleri ve devamının sağlanmasında son derece olumlu katkılar sağlamaktadır.Yaptırmış olduğumuz etkinlikler veya götüreceğimiz geziler, sinema vs gibi etkinlikler çocukların hem el göz koordinasyonun sağlanmasında hemde tarihimizi yansıtarak geçmiş ile gelecek arasında ilişki kurabilme, problem çözebilme becerilerinin kazandırılmasına olanaklar sağlar.

ÇOCUKLARIMIZIN YAŞ VE GELİŞİMLERİNE UYGUN BİR HİKAYE




HİKAYENİN ADI:YIKANMAYI SEVMEYEN MUMU
YAŞ GURUBU:3-6 YAŞ

YAZARI:MEHVEŞ OLTULU
YAYINEVİ:YAPA YAYINEVİ








İÇERİĞİ:Yıkanmayı hiç sevmeyen minik adı ''mumu'' olan bir tavşan vardır.Mumu banyoya her gidişinde sürekli avazı çıktığı kadar ağlamaktadır.Her seferinde annesinin elinden kurtularak banyo yapmak istememektedir.Bu yüzden de tüyleri kötü görünerek kokmaya başlamıştır.O kadar çok kötü kokmaktadır ki arkadaşları bu durumu farkederek mumu dan uzaklaşmışlardır



Fakat mumu kendisinin kokmadığını ve kendisine başka arkadaşlar bulabileceği düşüncesindedir.Birgün ördek teyze ve yavrularını gölde yıkanırken görmektedir.Ördek teyze yavrularını ve kendisini sürekli yıkamaktadır.Ördek teyze mumu yu görür görmez mumu çok kötü kokuyorsun diyerek yavrularını da alarak mumu dan uzaklaşmıştır.Bu durumdan ders çıkaramayan mumu ormandan gelen sesleri duyarak üzülmeye başlamıştır.Mumu eve koşarak annesinin yanına gelmektedir.Başından geçen olayları annesine anlatarak artık banyo yapmaya ve banyo yaparken de ağlamama ya karar vermiştir.Mumu nun tüyleri kötü kokular yerine
 mis gibi kokmaktadır.
Arkadaşlarının yanına giderek akşama kadar
oyun oynamıştır.
SONUÇ:Bu hikaye çocukların okul öncesi eğitimde 3-6 yaş gurubuna uygun,özbakım becerilerinin kazandırılmasına yönelik eğitici bir hikayedir.Hikaye de anlatılan tema ve gözlenen davranışlar çocuğun gelişimsel özelliklerine uygun olduğu düşüncesindeyim.Anlatılan konu çocukların anlayabileceği açık,net,akıcı bir dille ifade edilmiştir.Bizler ebeveyn olarak çocuklarımızı hafta da en az 2 kez banyo yaptırmalı,ve bunlarıda yaptırırken de çocuklarımızın anlayabileceği bir şekilde sert ve katı bir disiplin anlayışı sergilemeyerek anlayışlı ,olumlu, bir tutum içinde vermeye çalışmalıyız.Öz bakım ve günlük yaşam becerilerine sahip olan çocuklar, aileleri tarafından daha az istismar ve ihmal edilmekte ve aile bireyleri tarafından daha çok sevilmektedirler.Aynı zamanda sosyal kabul düzeyleri yükselmekte ve sosyal ortamlara daha çok girmekte ve sosyal gelişimlerini olumlu,sağlıklı bir şekilde devam etmesini sağlamaktadır.Öz bakım becerilerini kazanamamış bir çocuk ailesi için büyük bir yüktür. Çocuğun aileye bağımlılık düzeyi, öz bakım becerilerini kazanma düzeyi ile aynı doğrultudadır. Her canlının yaşamını devam etirebilmesi için gerekli olan gereksinimlerimizdendir banyo yapmak.Banyo,vucudumuzda oluşan kirlerin,tozların,terlemenin ve buna bağlı oluşabilecek alerjik ve enfeksiyon hastalıklarından koruyarak ölü derinin atılmasını sağlayarak okul öncesi çocuğunun fiziksel ve bedensel gelişiminde de önemli katkılar sağlamaktadır.

MERHABA HOŞGELDİNİZ...

Merhaba ben Serpil Firdevs Pala.24/09/1985 yılında istanbul kartal da doğdum.İlköğrenimi mi kartal da 50.yıl General Rafet Bele İlkokulu ortaöğrenimim mi Yavuz Selim İlköğretim Okulu Lise eğitimi mi ise Kartal Süleyaman Demirel Süper Lisesi ve suan da da Maltepe Üniversitesi Çocuk Gelişimi ve Eğitimi bölümünde 2 sınıf öğrencisi olarak devam etmekteyim.Yakın zamanda okulumu bitirmek üzereyim.Amacım bir eğitmen olarak çocuklara kaliteli, açık düşünmeyi sağlama, çocukların özgür ve rahat olabilmelerine olanak vermeyi, hayal güçlerini desteklemeyi, kendilerini daha iyi ifade edebilme yetilerini ve yaratıcılıklarını desteklemeyi amaçlamaktır.Yayınlamış olduğum ve bundan sonra yayınlayacağım yazılarım, yorumlarımla sizleri bilgilendirmeyi amaç ve görev bilmişimdir.Çocuklarımızın birer çiçek olduklarını hatırlatmalı onların bizim birer minyatür hali olduklarını unutmamalıyız.Bilgilerinize.Saygılarımlaaa..... SERPİL FİRDEVS PALA