Buscar

Páginas

ÇOCUKLARIMIZ VE EĞİTİMLERİ

Çocuklar canlı birer bireylerdir.Çocuk dediğimizde aklımıza ilk gelen şey kıpır kıpır yerinde durmak bilmeyen sürekli meraklarını gidermek için soru yönelten hatta bazı zamanlar anne ve babalarını bıktıran kişiler olarak aklımıza gelmektedir. Çocuk yetiştirmek bazı zamanlar çok zor olduğunu zannettiğimiz bu işin içinden nasıl çıkabilirim diye düşündüğümüz  hayat boyu devam ettirmemiz gereken büyük sorumluluğumuzdur.Çocuklarımızın gelecekleri  açısından düşündüğümüz de  ise bu çok önemli olan konunun önemi her geçen gün çok daha iyi anlaşılmaktadır.Bizler anne ve baba olarak  daha doğacak çocuğumuzun  kız mı yoksa erkek mi olacak ? Sağlıklı doğacak mı? İleride nasıl birisi  olacak ? Okulda başarılı olabilecek mi ? Hangi mesleği seçecek ? vb gibi sorulara cevap aramaya yöneliriz.Çocuklarımızın  psikososyal, sosyal, duygusal, blişsel, fiziksel gelişimlerini  ve  kişilik gelişimini doğru verebilmek  anne babaların en önemli görevlerinden biridir. Bu görevin tam olarak yapılabilmesi her açıdan  çok önemli olabildiği gibi bir çok yönden de zordur. Her ne kadar doğuştan kalıtımsal olarak (kişilik, karakter ve mizaç gibi) davranışlarımızı getirsek de her çocuğun ayrı bir fiziksel, zihinsel,  psikososyal, duygusal, zeka ve ruhsal gelişimi  bulunmaktadır. Bütün bu özellikleri ele aldığımız da ise  aile ortamı ve devamlı değişen çevre şartları ile etkileşince ortaya bir çok yönü  ile anne babadan  farklı bir biyopsikososyal yapı ortaya çıkmaktadır.  

ZİHİNSEL ENGELLİLER VE ZİHİNSEL ENGELLERİN NEDENLERİ

ZİHİNSEL ENGELİN NEDENLERİ
**DOĞUM ÖNCESİ NEDENLER
1)Genetikle ilgili nedenler
2)Biyokimyasal hastalıklar ve beyinle ilgili problemler
3)Çevresel nedenler
**DOĞUM ANI NEDENLER
**DOĞUM SONRASI NEDENLER
DOĞUM ÖNCESİ NEDENLER
1)GENETİKLE İLGİLİ NEDENLER;
Ø      Hücrelerde bulunan 46 kromozomun 44’ü vücut hücrelerine 2’si ise cinsiyet hücrelerine aittir.
Ø      Cinsiyet kromozomları kadında XX,erkekte XY olarak açıklanır.
Ø      Vücut hürelerine ait kromozomlarla ilgili bozukluk sonucunda DOWN SENDROMU,
Ø      Cinsiyet kromozomlarına ait bozukluk sonucunda KLİNELFER VE TURNER SENDROMU oluşur.
Ø Bozukluklar genellikle kalıtım yoluyla nesilden nesile geçebilir.

A)DOWN SENDROMU
Ø      Kalıtsal kökenli kromozomal bir bozukluktur.
Ø      Normal insanlarda bulunan 46 kromozomun 47 olması halinde veya 46 kromozomdan birinin deformasyona uğraması sonucunda ortaya çıkmaktadır.
Ø      Down sendromlu çocukların zekaları çok ağır zeka engelinden,çok hafif zeka engeline kadar değişebilmektedir.
Ø      Bu çocuklar;çekik göz,kalın dudak,büyük dil,kısa parmak gibi  fiziksel özelliklere sahiptirler.
Ø      Down sendromlularda,dil gelişimi yürümenin başladığı yıldan 1-2 yıl sonra gerçekleşmekte ve engelin derecesine göre hız kazanmaktadır.
Ø      Bu çocuklar dil kaslarının zayıflığı nedeniyle sözcükleri ifade etmekte  zorlanmaktadırlar.
Ø      Bu çocuların bir çoğuna imkan verildiğinde çalışabilecek,alışveriş yapabilecek,basit cümleleri okuyabilecek derecede okuma -yazma öğrenebilmektedirler.
Ø      Down sendromun 3 tipinden söz edilmektedir.
1)TRİZONOMİ;
Ø      21 Numaralı Kromozomun çift değil,üç tane olmasıdır.
Ø      Yani kromozomların toplam sayısı 46 olması gerekirken 47’dir.
Ø      İleri yaşta anne olmanın trizonomi 21’e bağlı olduğu düşünülmektedir.
2)MOZAİK MONGOLİZM;
Ø      Bu tipte bazı hücreler normal,bazıları üç kromozom taşımaktadır.
Ø      Bazı hücrelerde 46 ,bazılarında 47,bazılarında ise 48’ dir.
Ø      Bu çocukların anne babalarının kromozomal açıdan normal olduğu vurgulanmaktadır.
3)TRANSLOKASYON;
Ø      21 kromozomdaki ekstra kromozom kırılarak bir diğer kromozom çiftine yapışır ve düzen bozulur.
Ø      Bu çocuklar doğdukları anda fark edilebildiği  gibi doğduktan sonrada fark edilebilmektedirler.
B)KLİNEFELTER SENDROMU;
Ø      Erkek çocuklarda görülür.
Ø      Kromozom sayısı XXY olup 47’dir.
Ø      Çocuk fazla olan X kromozomunu anne veya babadan almış olabilir.
Ø      Bu çocukların boy ve bacakları ince uzun,sesleri ince ve sakalları azdır,dil gelişinde gerilik söz konusudur.
Ø      Orta derecede zihinsel engelleri vardır.
Ø      Psikoseksüel davranış bozuklukları görülebilir.
Ø      Tedavi için;ergenlik çağında erkeklik hormonu verilmesi önerilmektedir.bu hormonun cinsiyet karakterini gelişmesini sağlar.
C)TURNER SENDROMU:
Ø      Bu sendromda kromozom yapısı X0 şeklinde olup 45 kromozom vardır.
Ø      Eksik olan cinsiyet kromozomlarından biri zigotta ki bölünme sırasında kaybolmuş olabilir.
Ø      Bu çocuklar zekaca genellikle normale yakın özellik gösterir.
Ø      Konuşma ve dil problemlerine genellikle rastlanmaz.
Ø      Boyları kısa,göğüsleri yassı,yüksek damak,doğuştan kalp problemleri,gözlerde şaşılık görülür.
2)BİYOKİMYASAL HASTALIKLAR VE BEYİNLE İLGİLİ PROBLEMLER
1)GALAKTOSEMİA;
Ø      Süt şekeri olan laktozun bileşiminde bulunan  glaktosun  glikoza  çevrilmemesi sonucu,dokularda toksit  etki göstermesi ile ortaya çıkmaktadır.
Ø      Erken tanı önemlidir.
Ø      Bebek doğduğunda normaldir.
Ø      İlk ay içinde iştah azalır,gelişme geriler ve karaciğer büyür.
Ø      Tedavi;süt ve sütten yapılan yiyeceklerden uzak durulmalıdır.
2)FENİLKETANÜRİ;
Ø      Bir metabolizma bozukluğudur.
Ø      Fenilalanin fazla üretimi sonucu  oluşmaktadır.
Ø      Vücutta biriken,dışarıya atılmayan fenilasit beyinde birikir  ve beyin gelişimini olumsuz yönde etkiler.
Ø      Bu çocuklar sarı saç,mavi göz,kurk dil özellikleri sayılabilir.
Ø      İlk aylardan,topuktan alınan kan  ile bu hastalığın teşhisi mümkündür.
3)HİDROSEFALİ;
Ø      Beyin zarı ile kafatası arasında serebro spinal denen sıvının fazlaca birikmesi durumudur.
Ø      Erken müdahale yapılırsa beyin içindeki sıvı bir boru yardımıyla ana damarlara bağlanır ve vücut tarafından emilir.Bu durumda zihinsel engellilik tehlikesi ortadan kalkmaktadır.

         4)MİKROSEFALİ;

Ø      Kafatasının normalden küçük olma durumudur.
Ø      Mikrosefali ‘de beyin gelişmesini olumsuz yönde etkilemektedir ve çocukta zihinsel engele neden olmaktadır.
Ø      Nedeni bilinmemekle birlikte kalıtımın etkili olduğu savunulmaktadır.
Ø      Genelde altı ayda kapanan bıngıldakların erken kapanması sonucunda oluşmaktadır.
3)ÇEVRESEL NEDENLER;
Ø      Çocuğun zihinsel engelli olmasına neden olabilmektedir.
Ø      Annenin hamilelik yaşı,kan uyuşmazlığı,çoğul gebelik çocuğun gelişimini olumsuz yönde etkilemektedir.
Ø      Alkol sigara ve uyuşturucu maddeler,kimyasal ilaçlar hamilelikte bebekte toksit etkilere yol açmaktadır.
Ø      Damara ait bozukluklar,annede kanama,travmalar,doğum öncesinde beyin kanamasına neden olabilir.
Ø      Bunların yanı sıra annenin hamilelikte geçirdiği kızamıkçık,frengi,toksoplazma,tüberküloz,ve ateşli hastalıklar zihinsel engele neden olan doğum öncesi çevresel nedenlerdir.
DOĞUM ANI NEDENLER
Ø      Doğum travmaları,doğumda çocuk geliş pozisyonu,uzun süren zor doğumlar,vakum gibi araçların yanlış kullanımı,
Ø      Bebeğin doğum kanalında uzun süre kalması nedeniyle bebeğin beynine yeterince oksijen gitmemesi,
Ø      Plesenta ya ait anomiler kordon dolanması erken doğum ve geç doğum gibi gebelik süresinden sapmalar zihinsel engele neden olabilmektedir.
DOĞUM SONRASI NEDENLER
Ø      Doğum öncesi ve doğum anında herhangi bir sorunla karşılaşmamasına rağmen doğum sonrası dönemde çeşitli enfeksiyonlar,hastalıklar kazalar,zehirlenmeler,beslenme bozuklukları ve olumsuz çevre koşulları nedeniyle zihinsel engeller durumu görülebilmektedir.
Ø      Erken doğan bebeklerde menenjit,zatürre,gibi ağır enfeksiyonların görülme oranı yüksektir.
Ø      Trafik kazaları,çarpma  ve düşmelerle meydana gelen kafa travmaları,dolaşım sistemi bozuklukları beyinde zedelenmelere yol açabilmektedir.
Ø      Ayrıca bakteri,virüs,parazit ve mantara bağlı sinir sistemi hastalıkları da beyin fonksiyonlarını olumsuz yönde etkilemektedir ve zihinsel engele neden olmaktadır.
Ø      Doğum sırasında görülen zatürre,bronşit,astım,yabancı cisim yutma,göğüs çarpmaları,oksijen yetmezliğine neden olabilmektedir.
Ø      Kızamık,boğmaca gibi hastalıklar ile kuduz ve çiçek aşılarından sonra beyin fonksiyonlarında zedelenme görülebilmektedir.
Ø      Çocuğun zihinsel becerileri yeterli ve yaşıtlarına uygun olsa bile,
Ø      yetersiz beslenme ev ortamının uygun olmaması,
Ø      uyarıcı eksikliği,
Ø      oynaması ve çevreyi keşfetmesi için çocuğa gerekli fırsatların sağlanmaması,
Ø      anne çocuk arası ilişkilerde yoksunluk yada sınırlılıklar gibi sosyal kültürel geri kalmışlık çocuğun hafif derecede zihinsel engelli olmasına neden olmaktadır.







TİNERCİ ÇOCUKLAR

Tiner oldukça çok zararlı ve son derece vücudun bağışıklık sisteminin bozulmasına neden olan bir maddedir.Tiner, esrar, bali vb gibi maddelerin çocuklar tarafından  koklanması insan vücuduna zarar verdikleri gibi çocuklarda gelişimin duraksamasına neden olabilmektedir.Uçucu madde kullanan ile kullanmayan kişileri kıyasladığımızda kullanmayanların boy ve kilo artışında diğerlerinden daha ileride olduğu görülmektedir.Vücud da bağımlılığa kadar gitmektedir.Bu maddeleri kullanma yaş aralığına baktığımızda 7-19 yaş aralığında daha fazla görüldüğünü söyleyebiliriz. 4 -6 yaş arası çocuklarda da rastlanmaktadır. Özellikle sosyo-ekonomik durum, aile içi şiddet, toplumdan uzaklaşmış kişiler,  düşük benlik algısı, aileleri tarafından benimsenmemiş hor görülmüş kişilerin tiner, sigara, uçucu madde kullandıklarını görebiliriz.Ayrıca ailede bulunan kişilerin  alkol veya uyuşturucu alması,  arkadaş ortamı, küçük yaşta çalıştırılan çocukların sağlıklarını ve bedenlerini iyi ye kullanmadıkları durumlarında ihmal ve istismarın görüldüğü gibi durumlarda görülme olasılığı yüksektir.