Çocuklar canlı birer bireylerdir.Çocuk dediğimizde aklımıza ilk gelen şey kıpır kıpır yerinde durmak bilmeyen sürekli meraklarını gidermek için soru yönelten hatta bazı zamanlar anne ve babalarını bıktıran kişiler olarak aklımıza gelmektedir. Çocuk yetiştirmek bazı zamanlar çok zor olduğunu zannettiğimiz bu işin içinden nasıl çıkabilirim diye düşündüğümüz hayat boyu devam ettirmemiz gereken büyük sorumluluğumuzdur.Çocuklarımızın gelecekleri açısından düşündüğümüz de ise bu çok önemli olan konunun önemi her geçen gün çok daha iyi anlaşılmaktadır.Bizler anne ve baba olarak daha doğacak çocuğumuzun kız mı yoksa erkek mi olacak ? Sağlıklı doğacak mı? İleride nasıl birisi olacak ? Okulda başarılı olabilecek mi ? Hangi mesleği seçecek ? vb gibi sorulara cevap aramaya yöneliriz.Çocuklarımızın psikososyal, sosyal, duygusal, blişsel, fiziksel gelişimlerini ve kişilik gelişimini doğru verebilmek anne babaların en önemli görevlerinden biridir. Bu görevin tam olarak yapılabilmesi her açıdan çok önemli olabildiği gibi bir çok yönden de zordur. Her ne kadar doğuştan kalıtımsal olarak (kişilik, karakter ve mizaç gibi) davranışlarımızı getirsek de her çocuğun ayrı bir fiziksel, zihinsel, psikososyal, duygusal, zeka ve ruhsal gelişimi bulunmaktadır. Bütün bu özellikleri ele aldığımız da ise aile ortamı ve devamlı değişen çevre şartları ile etkileşince ortaya bir çok yönü ile anne babadan farklı bir biyopsikososyal yapı ortaya çıkmaktadır.
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
0 yorum:
Yorum Gönder